Hoşgör’ü Dokuma Şenliği
Hoşgör’ü Dokuma Şenliği İle İlgili Olarak Bilgi Veren Buldan Belediye Başkanı Mustafa Gülbay şunları söyledi: “Tripolis-dokumacılığın tarihini sunuyor bize, hem Anadolu da dokumacılığın tarihe uzanan sembolü hem de Buldan dokumacılığının arkeolojideki izdüşümü. Yayla Gölü, Buldan’ın zengin çevresi, doğal yaşamın sembolü, Anadolu’daki bir çok yörede olduğu gibi toplumsal yaşamın sağlıklı sürdürülmesi için korunması, gelecek kuşaklara sağlıkla taşınması gereken kültürel bir değer. Kuşlar, gölün yaşamına can katan bir gerçeklik, gölün korunması doğal gelişimi için en somut gerekçe, göçmen ve yerel kuşlar, bu gölün doğal yaşamı ile can buluyor, Buldan’a hayat veriyor. Hoşgör tarih, kültür ve üretim bileşeni olan üretim nesnelerinden birisi ve onların sembolü olan Buldan’ın narin, şeffaf yüzü. Hoşgörü dokuma şenliğinde, Değerlerin birleştiği bir farkındalık hareketi yapmayı hedefledik. Hoşgörün Kuşlarla Dansıyla; sanatsal tekstiller ve ses/hareket/müzik birlikteliğini gerçekleştirdik. Ritim yaratmaktı amaç. Sanatsal bir sunumla Tripolisi, Yayla gölünü, gölün görsel ve fonetik zenginliği olan kuşları, sanatsal bir gösteride bir araya getirdik. Gelecek kuşakların gölün değerini algılayıp koruma çabalarını sürdüreceği umudumuzu besleyen tekstil ve dans gösterisi oluşturduk. Etkinlikle; dokumacılığa bir zenginlik, doğa çalışanlarına destek, Buldanlı çocuklara sanat ve yaşamın birlikteliğini uygulayarak paylaşarak gösterdik. Bundan böyle Buldanlı çocuklar yeteneklerini ve becerilerini yaşamı algılamak için, gelecek umudunu artırmak içi, talep edecekler; Buldan’ın tüm zenginliklerini her yıl yaratıcılıkları ile geleceğe taşıyacaklar. ”Kuşlar Yayladan Geçince, Kuşlar Hoşgör’e konunca” adlı, etkinlikte çocuklar her yıl Hoşgör bezi üzerine Buldan’ın zenginliklerini taşıyarak “Mumlama Batik ”yapmayı sürdürebilecek. Bu çerçevede, sanatçılar bir kuşu doğa fotoğrafçısının baktığı yerden başka bir yere taşıyor, diyebiliyoruz. Bu bize Buldan’ın yaratıcılığı besleyen ne kadar çok zenginliği olduğunu gösteriyor. Yayla Gölünün neden korunması gerektiğinin de gerekçesi oluyor. Çünkü; göl yalnız bir göl değildir. Kuş yalnızca kanatları olan doğanın bir canlısı değildir. Hem mumlama batik çalışanlar, hem tekstil tasarımcıları, hem dansçılar yaratıcılıklarını “Hoşgör’ü n Kuşlarla Dansı” için kullandılar. Sanatsal gösteriyi; seçilen kuşun sanatçı tarafından fark edilen özgün yanını bir duyguya dönüştürerek görselleştirmek, bir giysiye dönüştürdükten sonra, ona hareket ve ses vermek olarak ifade edebiliriz. Sanatçılar, doğa fotoğrafçıları doğa tutkunları gezginciler tarafından bazen fark edilen bazen görülmeyen ama o kuşa özgü yanların içinden seçilmiş bir özelliği, bir duyguyla ifadelendirerek yorumladılar. Bu çok yönlü projeye her şekilde katılan, emek veren, destek olan ve izleyen herkese teşekkür ediyorum.”
Tripolis’te Muhteşem Gösteri
Tripolis antik kentinde gerçekleştirilen “Hoşgör’ün Kuşlarla Dansı” isimli gösteri izleyenleri büyüledi. Buldan Belediyesi ve Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Günay Atalayer başkanlığındaki Hoşgör’le Tasarım Grubu ile planlanan 3 günlük Hoşgör Dokuma Şenliği’nin ilk günü antik kent Tripolis’te, kuşları canlandıran dansçıların, Buldan’ın özel kumaşı olan Hoşgör’den yapılan giysilerle yaptıkları gösteri yaklaşık 1 saat sürdü. Gösteriye, ses sanatçıları Ömür Gedik, Nur Ertürk, işadamı Nuri Akın ve ilçe protokolü ile çok sayıda davetli izledi. Gösterinin açılışında basın açıklamasını Ömür Gedik okudu. Açıklamada gerçekleştirilen gösterinin, Buldan’ın doğal güzellikleri ve burada yaşayan kuşlar ile Buldan’ın 5000 yıllık dokumacılık geleneğinin ürünü olan Hoşgör kumaşının birlikteliği canlandırılarak geçmişten geleceğe bir kapı açmak, Dokumacılığa zenginlik katmak, izleyenlere ve Buldanlı çocuklara sanat ve yaşamın birlikteliğini göstermek ve Yayla Gölü gibi doğal güzelliklerin korunmasına katkıda bulunmak için böyle bir gösteri düzenlendiği belirtildi. Ayrıca böyle bir gösteri alanı olarak halen kazıların devam ettiği antik kent Tripolis’in seçilmesinin bir diğer amacının da antik kente ilgiyi arttırmak olduğu ifade edildi. Ömür Gedik daha sonra Hoşgör bezinden yapılan kara leylek kıyafetini giyerek fotoğrafçılara ve basına poz verdi.
Gösteri sonrası bir açıklama yapan Buldan Belediye Başkanı Mustafa Gülbay, 5000 yıllık dokumacılık geçmişi olan Buldan’da dokumacılık geçmişte neyse bugün de ayni öneme sahip olduğunu, dokumanın ana maddeleri olan yün, ipek ve pamuğun Buldan’da öyle bir harmanlandığını ve öylesine dokunduğunu, bunun bir örneğini başka yerde görmenin mümkün olmadığını belirterek şunları söyledi: “Buldan, havası, suyu, Yayla Gölü, kuşları ve birbirinden güzel bitkileri ile dokumacılara hep ilham kaynağı olmuş, dokumacılarımızın hayal gücünü zenginleştirmiştir. Buldanlı dokumacı ayni zamanda hoşgörü sahibidir. Bu kentin insanları bir başka kentte olmayan Hoşgör kumaşının da yaratıcılarıdır. Biz işte bu Hoşgör kumaşı ile Yayla Gölümüzün kuşlarını bir araya getirerek Hoşgör’ün Kuşlarla Dansı isimli bu gösteriyi gerçekleştirdik. Amacımız, hem dokumacılarımıza yeni bir ufuk açmak, hem de başta Hoşgör Kumaşımız olmak üzere, Yayla Gölümüzü, tarihi Tripolis kentimizi ve bilhassa Buldan’ımızı tanıtmak istedik. Umarım bir şeyler yapabilmişizdir. Bu gösteriye katkıda bulunan başta Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Günay Atalayer olmak üzere tüm emeği geçenlere teşekkürlerimi sunuyorum.”
Buldan’ımızın, Buldan dokumalarının ve de özellikle kaybolmaya yüz tutmuş Hoşgör kumaşımızın tanıtılması, yeniden Buldanlı dokumacımızın kazanç kapısı olması amacıyla antik kent Tripolis’te düzenlediğimiz “Hoşgör’ün Kuşlarla Dansı” isimli dans gösterisi muhteşemdi.
“Geçmişe Dokunmak, Geleceği Dokumak”
Şenlik 2. Gün, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Günay Atalayer, Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Laodikya Kazı Heyeti başkanı Prof. Dr. Celal Şimşek, Pamukkale Üniversitesi Tripolis Kazı Heyeti Başkanı Doç. Dr. Bahadır Duman, Marmara Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Meral Özomay, Buldanlı tekstilciler, İsmet Efeoğlu ve Bekir Sert’in konuşmacı olduğu “Geçmişe Dokunmak, Geleceği Dokumak” isimli panel ve Çocuklarla yapılan Hoşgör kumaşı üzerine mumlu batik çalışması ile devam etti. “Geçmişe Dokunmak, Geleceği Dokumak” adı altında, dokumacılığın dünü, bugünü ve yarınının konuşulduğu panelin moderatörlüğünü Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Günay Atalayer yaptı. Prof. Dr. Günay Atalayer, Hoşgör’ün Kuşlarla Dansı projesinin ortaya çıkışı ve gelişimi ile ilgili bilgi verdi. Prof. Dr. Celal Şimşek, Likos Vadisinde dokuma ticareti ve bölgede süren kazılarla ilgili bilgiler sundu. Tripolis Kazı heyeti Başkanı Doç. Dr. Bahadır Duman ise konuşmasında, Tripolis’te devam eden kazılarda dokumanın geçmişine ait meydana çıkan buluntular hakkında bilgi verdi. Marmara Üniversitesi’nde yeni kurulan tekstil laboratuvarı hakkında bilgi sunan Dr. Öğr. Üyesi Meral Özomay’ın ardından söz alan Buldanlı tekstilciler İsmet Efeoğlu ve Bekir Sert de, Buldan’ın geçmiş dokumacılığı ve yaşadıkları sıkıntıları anlatarak bugünkü dokumacılık ile kıyaslama yaptılar. Panelle ilgili bilgi veren Buldan Belediye Başkanı Mustafa Gülbay, Buldan’ın 5 bin yıllık dokumacılık geçmişi olduğunu, eskiden beri ana geçim kaynağının dokumacılık olduğunu, yarın da böyle olacağını belirterek, “Gelişmeleri takip edebilmek, tekstilin geleceğinde de var olabilmek için geçmişi iyi bilmek ve ona göre yol haritası oluşturmak için böyle bir panele ihtiyacımız vardı. Panele katılarak çok önemli bilgileri bizimle paylaşan hocalarıma ve tekstilci büyüklerime çok teşekkür ederim” dedi.
Buldan’da Duvarlar Çiçek Açtı
Gün ayrıca ilçe stadyumu duvarlarına gençlerin katılımıyla grafiti çalışmaları yapıldı. Hoşgör’ü Dokuma Şenliği kapsamında gençler kendileri için hazırlanan duvarlara öncelikle grafiti çalışmaları olmak üzere çok değişik resimler çizdi. Fırsatı değerlendiren gençler, kentteki duvarlara birbirinden güzel resim ve logolar çizdi. Yapılan çalışmalar sonrasında ilçe stadyumunun duvarları adeta çiçek açtı.
Türkiye’nin Dokumacıları Hünerlerini Gösterdi
Son gün ise Gaziantep, Bayburt, Rize–Güneysu, Sinop-Ayancık, Burdur, Siirt-Eruh’tan kendi tezgahları ile katılan ve yöresel kumaşlarını dokudukları, Buldanlı dokumacıların da eşlik ettiği “Anadolu’ya Dokunan Bezler” adı altında Dokuma Çalıştayı ile sona erdi. Çalıştaya Buldanlı dokumacıların yanı sıra, Rize-Güneysu, Sinop-Ayancık, Siirt-Eruh, Gaziantep, Burdur ve Bayburt’tan dokumacılar katıldı. Kendi tezgahları ile Buldan’a gelen dokumacılar, Buldan Belediyesi El Sanatları ve Kültür Merkezi’nde kendi yörelerinin dokumalarını dokudular. Anadolu’da daha önce dokunan, ancak yavaş yavaş kaybolmaya yüz tutmuş ve özel çabalarla yeniden canlandırılmaya çalışılan, Bayburt’un Ehram’ı, Burdur’un Burdur Alacası, Gaziantep’in Kutnu’su, Rize-Güneysu’nun Feretiko’su, Siirt-Eruh’un Şal-Şepik’i, Sinop-Ayancık’ın Ayancık Keteni ile Buldan’ın Hoşgör kumaşı yerel dokumacılar tarafından kendi tezgahlarında kendi usulleri ile dokundu. Çalıştay’ın açılışında bir konuşma yapan Buldan Belediye Başkanı Mustafa Gülbay, Anadolu’nun her bölgesinde, o bölgenin kendine has dokumaları olduğunu ancak günümüzde bunların kaybolmaya yüz tuttuğunu belirterek, amaçlarının bu kaybolmaya yüz tutmuş kumaşların tekrar canlanması ve bu dokuma kültürünün gelecek kuşaklara miras olarak bırakılması olduğunu söyledi. Gülbay, “Buldan’da gerçekleştirdiğimiz bu etkinlikle, bu tür kumaşları dokuyan dokumacılarımızı bir araya getirip, birbirlerinden kültürel ve bilgi alışverişi yapmalarını sağlamaya çalıştık. Ayrıca yaptıkları işin ne kadar önemli olduğunu göstermek istedik” dedi.
